H.E Amb. Albert MUCHANGA

Sayın Büyükelçi Albert MUCHANGA,
Afrika Birliği Komisyonu (AUC) Ekonomik Kalkınma,
Ticaret Sanayi ve Madencilikten Sorumlu Komiseri
Amb. Albert MUCHANGA

Sayın Katılımcılar

“Türkiye - Afrika ilişkilerini derinleştirme: Ticaret, Yatırım, Teknoloji & Lojistik” temasıyla bu yıl üçüncüsü düzenlenen Türkiye - Afrika Ekonomi ve İş Forumu’na hoşgeldiniz.

Bu Forum, “kazan-kazan” timeline dayanan Afrika - Türkiye işbirliğinin, artan sosyoekonomik dinamizminin tekrardan altını çizmemiz için bizlere benzersiz bir fırsat sağlıyor. Dahası, Afrika’nın küresel iş çevrelerindeki yükselen pozisyonunun da bir kanıtı niteliğinde.

Forum için seçilen tema, Afrika Birliği’nin, Afrika ve Türkiye için ekonomik anlamda ilerici bir gelecek şekillendirme hedefiyle işbirliği içinde çalışan Afrika - Türkiye Ortaklığına verdiği önemin net bir yansımasıdır. Lojistik sektörü, ticaret ve yatırımlarla ayrılmaz bir bütündür ve ülkelerin piyasalardaki rekabet gücü adına büyük önem taşır. Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Anlaşması’nın yürürlüğe girmesi ve eş zamanlı olarak artan küresel ticarete bakıldığında, ulaştırma teknolojileri dahil olmak üzere, lojistik alanında devamlı gelişmeye ihtiyaç duyulmakta olup, lojistik altyapısının performansı yabancı yatırımcıların verimli çalışabilmesi için ana gereksinim olarak görünmektedir.

Takdir edersiniz ki, canlı ve dinamik açık pazarlarımız olmadan bu ortaklıkla hedeflediğimiz başarılara ulaşamayız.

Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Bölgesi Anlaşması’nın (AfCFTA) Afrika Birliği ülkeleri tarafından onaylanması ve yürürlüğe girmesi dikkate alındığında, şüphesiz ki, Afrika dünya ticareti ve yatırımının öncü pazarı olacaktır. Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Bölgesi, 55 Afrika ülkesi arasında bir ortak pazar oluşturacaktır. 1.2 milyarı aşkın, 2050’de 2.5 milyara ulaşması öngörülen ve küresel çalışma çağındaki insanların %26’sının dahil olduğu nüfusuyla Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Bölgesi, dünyanın en büyük serbest ticaret bölgesi olma yolundadır.

Bu nitelikteki olaylar, ortak çıkarlara dayalı sürdürülebilir büyüme yolunda, Türkiye- Afrika ortaklığını calibre etmek ve güçlendirmek adına önemli işbirliği alanlarını tekrar gözden geçirmemiz için bizlere benzersiz bir fırsat sunmaktadır.

Özel sektörün büyüme ve gelişmenin temeltaşı olduğu artık bütün dünyada Kabul görmektedir.Kamu sektörü, iş dünyasının gelişmesi için uygun ortamı yaratma konusunda kilit sorumluluğa sahiptir.Özel sektör, kapasitesini güçlendirerek, inovasyonu benimseyerek ve ekonomik büyüme için kritik yatırımlarda kamu ile el ele çalışarak günümüzün zorlu küresel rekabetinin zorluklarıyla yüzleşmeye hazır olmalıdır. Bu süreçte, her ne kadar kar etmek önemli bir motivasyon kaynağı olsa da, kurumsal sosyal sorumluluk ve iyi iş ahlakı ön planda olmalıdır.

Özel sektör, ülkelerimizde muazzam bir ilerlemeye ön ayak olabilir. Turizm, enerji, altyapı, tarım sanayi gibi alanlardaki yatırımlar, ticareti daha rekabetçi kılacak, bölgelerimizdeki sürdürülebilir gelişme için temel oluşturacaktır. Sağlık ve eğitime yatırım yapmak ise, uzun vadede ekonomilerimize rekabet üstünlüğü sağlayacaktır. İş dünyası, temiz enerji kaynaklarını kullanmak gibi, sosyal sorumluluk bilinciyle hareket ederse, iklim değişikliği tehdidi kontrol altına alınabilir ve böylece gelecek nesiller için daha güvenli bir dünya yaratılabilir.

Canlı ve dinamik bir özel sektörün, istihdam sağladığı, teknoloji transferine katkı sağladığı ve sermaye ve ara mal ithalatı için ihtiyaç duyulan önemli bir döviz kaynağı olduğu ve.ekonomik gelişme için yaşamsal öneme sahip olduğu bir gerçektir.

Afrika özelinde, üretim kapasitelerini ve sanayileşmeyi destekleyerek ticaret ve yatırımı güçlendirmek ve sürdürülebilir büyüme ve gelişme sağlamak adına enerji yatırımları ve altyapının geliştirilmesi aciliyet arz etmektedir. Hatırlatmak isterim ki, Afrika’nın küresel enerji üretiminde sadece %3’lük bir payı olmakla beraber kıta çapındaki enerji tüketimi oldukça düşük seviyelerdedir. Ancak Afrika, güneş enerjisi ve hidroenerji gibi yenilenebilir enerji kaynakları bakımından oldukça zengindir.

Bu noktalara değinmek, sadece Afrika- Türkiye ortaklığını güçlendirmek için değil, ortak çıkarlara dayalı “kazan-kazan” temelinde sürdürülebilir kalkınmayı da desteklemek adına büyük önem taşımaktadır.

Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Anlaşması’nın (AfCFTA) yürürlüğe girmesiyle Afrika kıtası, 1.2 milyarı aşkın nüfusa ve gittikçe büyüyen bir orta sınıfa sahip, yüksek yatırım getirisi ve düşük işçi maliyeti sunan büyük bir pazara ev sahipliği yapmaktadır. Afrika ayrıca, Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri gibi gelişmiş ülke pazarlarıyla ticarette ayrıcalıklı muameleden yararlanmaktadır.

Afrika- Türkiye Ortaklığı kapsamında, Türk iş insanları, yüksek yatırım getirisi sunan bu kazançlı pazara yatırım yapmak için önlerindeki fırsatı gecikmeden ve tereddüt etmeden kullanmalıdır.

Afrika-Türkiye ilişkilerini ticaret, turizm, enerji ve altyapı yatırımlarının yanı sıra tarımsal sanayi etrafında geliştirmek için de önemli bir alan mevcuttur. Bu aynı zamanda, ekonomilerimizdeki dış şoklara karşı kırılganlığı azaltmak için çok önemli olan hem pazarlar hem de ürünler açısından çeşitlendirme fırsatları yaratır.

Tüm bunların ışığında, bu Forum'un temasını çok yerinde buluyor ve yapıcı tavsiyeler ve verimli görüşlerinizi bekliyorum.

Teşekkür ederim.